Uzak bir kıyı şehrinde, her dolunay gecesi sadece deniz perilerinin görebildiği bir saray yükselirmiş — ay ışığından dokunmuş, sessizlikten örülmüş...
Sarayın avlusunda ise yalnızca bir kez açan efsanevi bir inci çiçeği bulunurmuş.
O çiçek açtığında, denizin en derinindeki inci yavaşça yükselir, yıldızlarla dolu gökyüzüne bir damla zarafet bırakırmış.
Bu set, o efsanevi anın bir yansımasıdır.
Ortadaki inci, denizlerin gizemini; etrafındaki pırlantalar ise ay ışığının suya düşüşünü temsil eder.
Ay Işığı Sarayı, zamansızlıkla asaleti buluşturan kadınlar içindir. Sessizce ama kendinden emin parlayan bir zarafet...
İLETİŞİME GEÇİN