Bir zamanlar, sarayın en güzel melodilerini sadece sessizliği dinleyebilenler duyabilirdi. O melodilerden biri, zamanla bir mücevher ustasının kalbine dokundu. Aşkını dile getiremediği bir prenses vardı: gözleri bulut gibi, gülüşü çiğ damlası kadar narindi. Usta, aşkını anlatacak kelimeleri bulamayınca, onları bir mücevhere dönüştürdü.
Bu kolye ve küpeler seti, tam da o sessiz aşkın sembolüydü. Gözyaşını andıran damla formu, hem sevinçten hem hüzünden dökülen damlaların zarafetini taşır. Her bir taş, prensesin bir tebessümünde gizlenen duyguyu anlatır: özlem, umut ve sessizce hissedilen derin bir sevgi.
Efsaneye göre bu seti takan kişi, kalpten gelen sözsüz duyguları anlayabilir; sevgiyle söylenmeyen kelimeleri bile hissedebilir. Çünkü bu mücevher, yalnızca gerçek duygulara dokunur ve onları görünür kılar.
Ve şimdi o zarif damlalar, senin ellerinde parlıyor. Belki de artık bu hikâye bir sır olmaktan çıkacak…
İLETİŞİME GEÇİN